28 Şubat 2019 Perşembe

BALBADEM TATLISI



Balbadem Tatlısı Tarifi İçin Kullanılacak Malzemeler

Hamuru için;
  • 2 yumurta
  • 1 su bardağı pudra şekeri
  • Yarım çay bardağı sıvı yağ
  • 125 gram margarin yada tereyağı
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • Yaklaşık 3-3.5 su bardağı un ( kontrollü koyun herkeste farklı olur yumuşak bir hamur olsun )

Şekeri için;
  • 2,5 su bardağı şeker
  • 3 su bardağı su
Dışı için;
  • Beyaz haşhaş veya mavi haşhaş
  • Badem

Balbadem Tatlısı Tarifi’nin Yapılışı

Herkese merhabalar bomba gibi bir tarifle karşınızdayım. Bu tarife tkek kelimeyle bayılacaksınız. Ben yaparken çok sevdiğim bu tatlıyı yerken de çok sevdim. Hepinizin denemesi dileğiyle.
Şimdi tarifimize geçelim. Öncelikle şerbeti hazırlıyoruz. Tenceremize şekeri ve suyu alıp üzerine 4-5 damla limon suyu sıkıp kaynamaya bırakıyoruz. 10 dk kaynasa yeter koyu olmaması gerekiyor şerbetin. Kaynayan şerbeti kenara alıp soğumaya bırakıyoruz.
Hamur için olan tüm malzemeleri sırasıyla ekliyoruz. En son un ve kabartma tozunu ekleyip, kulak memesi yumuşaklığın da bir hamur elde ediyoruz. Kurabiye hamuru gibi bir hamur olacak. Lütfen unu kontrollü ekleyin.
Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp, yuvarlıyoruz. Daha sonra haşhaşa bulayıp tepsimize diziyoruz.
170 derece önceden ısıtılmış fırında kontrollü olarak pişiriyoruz. sıcak tatlıya soğuk şerbeti döküyoruz .
Ben üzerini elimdeki malzemelerle süsledim. Dilerseniz nutella ve bademlede süsleyebilirsiniz.

ETİMEK TATLISI




🍮 ETİMEK TATLISI 🍮

Malzemeler;

▫️1 paket etimek
Muhallebisi için;
▫️1çay bardağı şeker
▫️yarım çay bardağı nişasta
▫️yarım çay bardağı un
▫️3 su bardağı süt
▫️1 paket vanilya
▫️1 paket kremşanti
Şerbeti için;
▪️1.5 su bardağı şeker
▪️2 su bardağı su
▪️birkaç damla limon suyu
Çikolata sos için;
▫️1 çay bardağı krema
▫️1 paket çikolata

Süslemek için;

Fındık fıstık ceviz veya ne arzu ederseniz


Hazırlanışı;

Öncelikle şerbeti hazırlayalım şekeri tencereye alıp karamelize olana kadar kısık ateşte karıştıralım üzerine soğuk suyu ilave edip karıştırmaya devam edelim kaynadıktan sonra limon suyunu ilave edip altını kapatalım
Muhallebi için kremşanti ve vanilya hariç tüm malzemeleri tencereye alıp karıştıralım ve ocağa alalım kaynadıktan sonra altını kapatıp vanilya ve kremşantiyi ekleyip güzelce karıştıralım 
Çikolata sos için kremayı hafif ısıtalım altını kapatıp doğradığımız çikolatayı içine ilave edip çikolata eriyene kadar karıştıralım dolaba kaldıralım
Ben böyle kuplara yaptım 4 kase çıktı her kup için 2 adet etimek kullandım etimeği şerbette güzelce ıslatıp kasenin altına yerleştirelim üzerine iki çorba kaşığı şerbet ilave edelim onun üzerine muhallebi ekleyelim onun üzerine yine şerbetle ıslattığımız etimeği yerleştirip yine muhallebiyle kapatalım Son olarak çikolata sosunu dökelim tüm kaselere aynı işlemi uygulayalım soğuttuktan sonra süsleyip servis edelim şimdiden deneyen herkese afiyet olsun🤗💕💕

tarif @pastalimpus a aittir

ÇOCUĞUNUZUN SİZİ DAHA İYİ DİNLEMESİ İÇİN İPUÇLARI



ÇOCUĞUNUZUN SİZİ DAHA İYİ DİNLEMESİ İÇİN İPUÇLARI  

Ebeveyn-çocuk çatışmalarına bakıldığında ailelerin en büyük şikayetlerinden biri çocuklar tarafından sözlerinin yeterince dinlenilmemesi olmaktadır. Çoğu zaman çocuğun düşünmeden, anlık hareket etme ihtiyacı yetişkinleri doğru şekilde anlamasına engel olabilmektedir. Ebeveynler iletişimlerinde bazı noktalara dikkat ederek bu çatışmaların üstesinden gelebilirler. Peki ama nasıl? 

KONUŞURKEN MESAFENİZİ İYİ AYARLAYIN 

Çocuklarla iletişimde onların göz hizasında olmak kadar önemli bir nokta da sizi daha iyi dinlemeleri için onlara yakın olmanızdır. Hatta bazı çocuklar o an ilgileri farklı şeylerde olduğunda sizi duyamazlar. Bu durumda dokunarak dikkatlerini çekmek çok faydalı olacaktır. 

OLUMSUZ CÜMLELER YERİNE BEKLENTİLERİNİZİ SÖYLEYİN 

Henüz beyin gelişimi tamamlanmamış çocukların dikkatleri oldukça kısadır. Özellikle yapmamaları gerekenleri anlatan bir konuşma onlar için çok da faydalı olmayacaktır. Çocuklar cümlenin sonunu yeterince dikkatli dinleyemeyebilir. “Oyuncaklarını evin her yerine dağıtamazsın” yerine “oyuncaklarınla odanda oynayabilirsin” çok daha anlaşılır bir cümle olacaktır.

KISA VE SOMUT CÜMLELER KURUN


 Çocuklara “Odan çok dağınık görünüyor, bu karmaşayı ortadan kaldırmalısın” yerine “Oyuncaklarını kutusuna koymalısın” gibi bir cümle kurmak, onlardan ne beklediğinizi çok daha net bir şekilde anlamalarını sağlar. 

SÖYLEDİKLERİNİZİ TEKRAR ETMESİNİ TEŞVİK EDEBİLİRSİNİZ 

Konuşmanız bittikten sonra “peki şimdi ne yapacaksın?” gibi bir cümleyle yeterince ve doğru anlaşılıp anlaşılmadığınızı kontrol edebilirsiniz. Ayrıca kendilerinden beklenileni tekrar etmek çocukları da teşvik edecektir.

YAPMASINI İSTEDİĞİNİZ KONULARDA İKİ SEÇENEK SUNMAYA ÇALIŞIN 


Çocuklara seçenek sunmak işbirliği yapmalarını kolaylaştıracaktır. Ancak ikiden fazla seçenek olduğunda işler daha karmaşık olup süreç uzayabilir. Örneğin; “önce salatanı mı pilavını mı yemek istersin?” 

HAYAL KIRIKLIĞI YA DA ÖFKE YARATACAK DURUMLARA KARŞI ÖNCEDEN BİLGİ VERİN

 Uyku vakti geldiği için oyununu yarıda bırakması gereken bir çocuğun hayal kırıklığı ya da öfke yaşayacağını bilmelisiniz. Bu durumda hemen oyundan kalkmasını beklemek yerine uyku vaktinden 5-10 dk kadar önce oyununu bitirmesi için çocuğunuza uyarıda bulunmak sizi dinlemesini kolaylaştıracaktır.

ÇOCUĞUNUZUN İHTİYACINI ANLAMAYA ÇALIŞIN 


Çocuğunuzun hangi durumlarda sizi dinlemediğine dikkat edin ve duygularını anlamaya çalışın. Unutmayın kazanılmasını istediğiniz davranışlar sadece çocuğunuzun değil sizin de sorumluluğunuzdadır. Çocuğunuz tek taraflı beklentilerinizi söylediğiniz bir ortam yerine iş birliği yaparak anlaşıldığını hissettiği bir ortamda çok daha özverili davranacaktır.

Hürriyet Aile

ÇOCUKLARDA TUVALET EĞİTİMİ NE ZAMAN BAŞLAMALI


Çocuklar normal gelişimleri sırasında genellikle 2-3 yaşları arasında mesane kontrolünü kazanmaya başlarlar. 

Gece kontrolünün ise genellikle üçüncü 
ya da dördüncü yıllar arasında tamamlandığını belirten Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Figen Karaceylan Çakmakçı, “Alt Islatma tanısı koymak için çocuk en az 5 yaşında olmalı, haftada en az 2 kez altını ıslatmalı ve diyabet, epilepsi gibi fiziksel bir hastalığı olmamalı” açıklamasında bulundu. 


Çocuklarda alt ıslatmanın genetik, mesane sorunları, gelişimsel sorunlar, hormonal etkenler, uyku evreleri ile ilgili sorunlar ve idrar yolu enfeksiyonu gibi biyolojik etkenlerinin yanı sıra tuvalet eğitimine erken başlama, katı tuvalet eğitimi, aile düzenindeki önemli değişiklikler ve uzun süre bez kullanılması gibi psikososyal etkilerinin de bulunduğuna dikkat çeken Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Figen Karaceylan Çakmakçı, “İdrar kaçırma, bebeklikten beri kaçırma ve en az 1 yıl kuru kaldıktan sonra yeniden kaçırmaya başlama olarak görülebilir” dedi.

 TUVALET EĞİTİMİNİN 2 BUÇUK YAŞINDAN SONRA VERİLMESİ 

Tuvalet eğitimine çocuğun mesane kasları üzerindeki denetimini kazanmaya başladığı 18-24 ay civarında başlanmasının daha uygun olduğunu vurgulayan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Figen Karaceylan Çakmakçı, “Tuvalet eğitimi için çocukla iş birliği yapılmalı. Eğer çocuk bez değiştirmeye direnç göstermiyor, bezi kirlendiğinde haber veriyorsa tuvalete belirli aralıklarla götürülüp tuvaletini uygun yere yapması desteklenir. Çocuk tuvaletini söylemeye başlar başlamaz artık geceleri de bezsiz yatırılabilir. Tuvalet eğitimine 2,5 yaşından sonra başlanması da alt ıslatma için zemin hazırlayabilir” şeklinde konuştu.


 5-6 YAŞINDAN ÖNCE İDRAR KAÇIRMA TEDAVİSİNE BAŞLAMAK NADİREN GEREKLİDİR 

Çocuklarda idrar kaçırmayla birlikte dil bozukluğu, motor gerilik gibi gelişimsel bozuklukların, uyku bozukluklarının, dikkat eksikliği ve davranım bozukluğunun, dışkı kaçırmanın ve anksiyete bozukluğunun da görülebildiğini söyleyen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Figen Karaceylan Çakmakçı, “5-6 yaşından önce tedaviye başlamak nadiren gereklidir. Tedavi yönteminin seçimi bedensel etkenlere, çocuğun yaşına, sorunun sıklığına, sonuçlarına ve tedavinin aciliyetine göre yapılır. Örneğin; çocuğun gündüz saatlerinde çamaşırının damla şeklinde sürekli ıslak olması dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun önemli bir belirtisi olabilir” açıklamasında bulundu.

 İDRAR KAÇIRMA TEDAVİSİNDE BİRKAÇ TEKNİK BİRLİKTE KULLANILABİLİR 

İdrar kaçırma tedavisinde çeşitli tekniklerden birkaçının birlikte kullanılmasının önerildiğini belirten Dr. Figen Karaceylan Çakmakçı, “Bu teknikler kayıt tutma ve ödüllendirme, sıvı kısıtlaması ve gece uyandırma, mesane eğitim egzersizleri, sfinkter eğitim egzersizleri, aile ve çocuğa danışmanlık verilmesi ve ilaç tedavisi tekniklerinden birkaçı kullanılabilir” dedi. 

TUVALET EĞİTİMİ 2 BUÇUK YAŞINDAN ÖNCE VERİLMELİ 

Tuvalet eğitimine çocuğun mesane kasları üzerindeki denetimini kazanmaya başladığı 18-24 ay civarında başlanmasının daha uygun olduğunu vurgulayan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Figen Karaceylan Çakmakçı, “Tuvalet eğitimi için çocukla iş birliği yapılmalı. Eğer çocuk bez değiştirmeye direnç göstermiyor, bezi kirlendiğinde haber veriyorsa tuvalete belirli aralıklarla götürülüp tuvaletini uygun yere yapması desteklenir. Çocuk tuvaletini söylemeye başlar başlamaz artık geceleri de bezsiz yatırılabilir. Tuvalet eğitimine 2,5 yaşından sonra başlanması da alt ıslatma için zemin hazırlayabilir” şeklinde konuştu. 

ALT ISLATMANIN NEDENLERİ 

Biyolojik etkenler * Kalıtım (Genetik) * Mesane sorunları * Uyku evreleri ile ilgili sorunlar * Gelişimsel sorunlar * Hormonal etkenler * İdrar yolu enfeksiyonu Psikososyal etkenler *Tuvalet eğitimine erken başlama, katı tuvalet eğitimi ve anne-babanın uygunsuz veya kayıtsız tutumları * Uzun süre bez kullanılması *Aile düzenindeki önemli değişiklikler (ailede ölümler, ayrılıklar, boşanma, geçimsizlikler, hastalıklar, kardeş doğumu)

Hürriyet Aile

ISPANAKLI POĞAÇA



MALZEMELER



✅125 gr tereyağı

✅2 yumurta
✅un
✅1 su bardağı yoğurt
✅200 gr robatta ezilmiş ıspanak püresi
✅1 çay bardağı sıvıyağ
✅kabartma tozu
 ✅Tuz


✅İç malzemeler

✅lor peyniri ve biraz kaşar rendesi
 ✅maydanoz
✅ üzeri için yumurta sarısı
✅Çörekotu

Yapılışı ; Tereyağını eritip ılıtın. 1 yumurtanın akı ile sarısını ayırın. Unu hamur yoğurma kabına eleyip ortasını havuz gibi açın. 1 yumurta, 1 yumurta akı, eritilmiş tereyağı, sıvıyağ, yoğurt, ıspanak püresini ve kabartma tozunu ilave edip karıştırın. 1 tutam tuz ekleyip yoğurun. Üzerini nemli bezle örtüp 15 dakika dinlendirin. Lor peyniri, kaşar peynşri ve maydanozu karıştırın. Hamurdan yumurta büyüklüğünde parçalar koparıp elinizde açın. Ortasına bir miktar iç malzemeden yerleştirip oval şeklinde kapatın. Hazırladığınız poğaça hamurlarını yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizin. Üzerlerine kalan yumurta sarısını sürün, susam ve çörekotu serpiştirin. Önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında 20_25 dakika pişirin.

tarif @nurtence_lezzetler den alıntıdır

27 Şubat 2019 Çarşamba

KIŞ TARTI




🍃KIŞ TARTI🍃


✅Hamuru için

✅125 gr tereyağ
 ✅2 yemek kaşığı yoğurt
✅1 paket kabartma tozu
✅ un 
✅1 çay kaşığı tuz
✅1 tatlı kaşığı şeker 
✅Ispanaklı harç için
✅yarım kilo kg ıspanak
✅4 dal pırasa
✅1 adet kırmızı biber 
✅2 diş sarımsak 
✅3 adet kuru domates
✅Yarım çay kaşığı tuz
✅Yarım çay kaşığı karabiber
✅2 yemek kaşığı zeytinyağı
 ✅Üzeri için
✅200 ml krema
✅150 g lor peyniri


NASIL YAPILIR

Oda ısısında beklemiş tereyağ yoğurt, tuz ve şekeri hamur yoğurma kabına alın. Azar azar un ve kabartma tozunu ilave ederek pürüzsüz bir hamur elde edinceye kadar yoğurun. ❗️Yuvarlak bir tart kalıbını yağlayın. 
Kalıptan rahat çıkmasını ve tartın altınında kızarması için tabanını yağlı kağıt yaptım kalıbın kenarlarınıda tereyağında yağladım. 
Tartımız kalıptan rahat çıkar böylelikle Hamuru un serpilmiş tezgahın üzerinde yada kapışmaz tezgahta tart kalıbına göre açtım. Hamuru kalıbın içine, kenarlarını kaplayacak şekilde bastırarak yayalım. 
Bu şekilde oda ısısında 15 dakika bekletin. İç malzemesi için sebzeleri yıkayıp süzdükten sonra irice doğrayın. 
Sıvı yağı tencerede ısıtıp, sebzeleri pırasa kırmızı biberi kavurun. 
Tekrar Ispanak sarımsak domatesleri ince doğrayıp ayrı kavurun. Sonra birleştirin Tuzunu ve karabiberini ekleyin . Üzeri için kremayı bir kaba alın, lor peynirini ekleyip karıştırın.
 Sebzeli harcı tartın içine dökün, üzerine eşit dağılacak şekilde yayın. Sosunu da malzemenin üzerine dökün. 170 dereceye ayarlı fırında, 30-35 dakika pişirin.

TARİF @nurtence_lezzetler e aittir

Çikolatalı Pamuk Topkek



Çikolatalı Pamuk Topkek 


Malzemeleri

  • 2 adet yumurta
  • 1 çay bardağı toz şeker (150 ml)
  • 100 gr eritilmiş teremyağ veya 100 ml sıvı teremyağ
  • 1 çay bardağı süt (150 ml)
  • 1 paket vanilin
  • 1 paket kabartma tozu
  • 3 yemek kaşık kakao
  • 1 çay bardağı un
Üzeri için;
  • Damla çikolata


Nasıl yapılır

Yumurta ve toz şekeri köpürünceye kadar çırpıyoruz. Eritilip ısıtılmış teremyağ ve sütü de ilave edip çırpma işlemine devam edelim. İsterseniz sıvı teremyağ ile de yapabilirsiniz.

Un, vanilya, kabartma tozu ve kakao da eklenerek tekrar çırpılır. Kıvamı boza kıvamında olacak, unun kalitesine göre miktar değişebildiği için kontrollü olarak ekleyin. Duruma göre 1 kaşık un ilavesi yapabilirsiniz.
İsteğe göre kek hamuruna ceviz veya fındık kırığı da ekleyebilirsiniz. İçi de dışı da çikolatalı olsun derseniz iç harcına da damla çikolata ekleyebilirsiniz.
Hazırladığımız hamuru muffin kalıplarımıza paylaştırıp üzerlerine damla çikolata serpiştirelim.
Son olarak önceden ısıtılmış alt üst fansız 180 derecelik fırında yaklaşık 15 dakika kadar pişirelim. Çikolatalı pamuk topkek tarifi servise hazırdır. 


26 Şubat 2019 Salı

Havalar Soğudu, Çocuğum Mont Giymek İstemiyor


Havalar Soğudu, Çocuğum Mont Giymek İstemiyor


Eveeeet, işte size ebeveynlik yeteneklerinizi sergileyebileceğiniz, çocuğa saygı duyuyor musunuz, sınır çizebiliyor musunuz, yapıcı diyalog kurabiliyor musunuz bunun gibi pek çok beceriyi saniyeler içinde bir arada kullanabileceğiniz bir durum. “Mont giymek istemiyorum!”
Giymek istemiyorlar çünkü o giysinin içinde rahat edemiyorlar. O kalın montlar kollarını kullanmalarına engel oluyor. Çok uzun olanları karın bölgesinden kolay bükülmediği için çocuklar rahat eğilemiyorlar. Sırtında çantası varsa askıları omuzlarından kayıp düşüyor. Dirseklerini rahat bükemedikleri için rahat uzanamıyor, tutunamıyorlar. Parkta oynamaya çalışan montlu çocuklara dikkat edin, merdiven tutacaklarını bile zorlukla tutabiliyorlar. Ama yetişkinler bu giysiyi çok seviyor. Kendinden yola çıkıp çocuğun kolayca üşüyebileceği ve hasta olabileceği düşünülüyor olabilir. Hatırlamakta yarar var çocuklar bizden çok daha hareketliler. Böylece vücut sıcaklıkları daha rahat korunuyor. Bu tür giysiler sıcaklayıp bunalmalarına da sebep olabiliyor.
Çocukları giydirmeye çalışırken yaşanan olumsuz diyaloglar şöyle:
Çocuk: Ben bunu giymeyeceğim.
Ebeveyn: Olmaz hasta olursun, öksürürsün, burnun akar, doktora gideriz, ilaç verir, iğne yapar, …….(olumsuz olasılıkları sıralama ve korkutma)
Ç: Hayır istemiyorum.
E: Giyeceksin. Daha yeni iyileştin. Donarsın, üşürsün, titrersin, okula gidemezsin, ….
Ç: Bana ne giymeyeceğim!
E: Sen bilirsin. O zaman bugün sana hiçbir şey almam./ Öğretmenine/babana söylerim./ O zaman gitmiyoruz……. (Ceza, tehdit, zorlama)
Bunlar işe yarar mı? Hayır. O an giydirmeyi başarsanız da istememesine rağmen korkutma, ceza gibi yollar kullanıldığı için çocuğun iradesi reddedilmiş olur. Üzülebilir, kızabilir,… Yanında bilinçaltına kodlanan korku, hastalık beklentisi, boyun eğme, yok sayılma ve başka olası senaryolar da cabası…

Ne yapabiliriz?

-Uzun diyaloglara pazarlıklara hiç gerek yok. Çocuğunuza giydirebileceğiniz kalın yelekler var. Evet yine çocuğumuzu sıcak tutalım, ama sıcakladıkça çıkarabilecek şekilde kat kat giysilerle ve hareket özgürlüğü sağlayarak. Özellikle koruyacağınız bölge boyun, baş, omurga ve etrafındaki organların bulunduğu gövde. İyi bir yelek de bu işi görür. Örneğin atlet, üzerine bir T-shirt, üzerine yumuşak bir polar/yün ceket ve en üste bir yelekle. Böylece kollarını rahat kullanabilir, rahat eğilip hareket edebilirler.
-Giysiler arasında iki seçenek sunabilirsiniz. Bu sayede onun da kendi kararını verip seçmesini desteklemiş olursunuz. Tabi ki bu seçenekler yazdan kalma elbiseler değil, kırmızı ceket mi, mavi bluz mu gibi havaya da uygun giysilerden seçilmeli. Böylece kendi seçtiği için giymeye de gönüllü olacaktır.
-Evdeyken dışarıdaki soğuk havayı anlatmaya çalışmayın. Çünkü özellikle ilk altı yıl, sadece o anı ve deneyimlediklerini biliyorlar. Üşümek doğal bir refleks, bunu hisseden çocuk zaten ısınmak ister. Birkaç dakika dışarıdaki havayı deneyimlemesine izin verin. Üşüyünce hemen giyinecektir. Yukarıdaki gibi sıkıntılı pazarlıklara hiç gerek kalmadan yanınıza alacağınız birkaç küçük parçayla üşüdükçe giydirebilir, sıcakladıkça çıkarabilirsiniz. Böylece hem siz hem de çocuğunuz mutlu olursunuz.
-Bir de ebeveynde olan çocuğunun hasta olma korkusu, çocuğunu kontrol çabası, mükemmeliyetçilik gibi konular üzerine çalışılabilir. Ebeveynin zihninde alttan alta çalışan bu tür olumsuz programlar bir şekilde çocuk üzerinden de böyle durumları yansıtıyor olabilir. Çünkü çocuklar ebeveyne aynalık yapar. Yani sizde olanı size yansıtır. Bu tür programları olmayan birinin çocuğu gayet rahatken, sizin çocuğunuz sürekli hasta oluyor olabilir örneğin. Böylece zihninizdeki program da devamlı kendini doğrular. Bu kısır döngüler temizlenince rahatlama sağlanabilir.
Bu konu çok basit görünüyor ama her gün birçok kez çocuk ebeveyn diyaloğu yaşanan alanlardan. Ve sonuçta alttan alta “Bana saygı duyuluyor, kendi kararlarımı veriyorum.” diye düşünen bir çocukla, “Beni dinlemiyorlar, onların istediğini yapmam için zorluyorlar, boyun eğmeliyim” diyen bir çocuk kadar fark olabilir. O yüzden yaklaşıma dikkat. Ve yaşasın özgürce hareket eden çocuklar!
Sevgilerimle,
Ayşegül Karahan Ertuğrul

USLU ÇOCUKLARA DİKKAT


“Uslu” Çocuklara Dikkat!


Bizim toplumda her denileni yapan çocuk çok sevilir. Otur deyince otursun, karıştırma deyince olduğu yerde kalsın, sus deyince soru sormasın, gel deyince gelsin, git deyince gitsin, öyle oyun oynamak falan da istemesin, mümkünse sesi çıkmasın… Ya da, anne baba istediği kadar, onlar istediği zaman, istediği şekilde konuşsun… Peki bu hale getirilen varlık, artık bir çocuk mu?
Bu tavır dağası koşmak, oynamak, merak etmek, denemek, yanılmak, neşe katmak, keşfetmek olan çocuğun özünü oluşturan hazinelerini elinden almak olur. Onlardan daha güçlü anne babalarına ya da öğretmene, bakıcıya, otoriteye boyun eğdirmek, onlar ne isterse onu yaptırmak çocuğun iradesini ezmek olur. Uslu uslu (!) sessizce otururken, artık kendini savunamayan, ifade edemeyen, kendini keşfedemememiş, çoğunlukla ne istediğinin farkında bile olmayan, bolca bastırılmış duygusu olan birine dönüşür. Ve bu duygular bulunup dönüştürülmediği sürece asla yok olmazlar. Hüzün, mutsuzluk, aşırı kaygı, korkular, kendine güvensizlik, mükemmeliyetçilik, hata yapmaktan kaçınma, hayır diyememe, sınır koyamama, beğenilmeme kaygısı, kendini beğenmeme, reddedilme kaygısı, vb. pek çok farklı şekilde dışa yansıması olabilir.
Sürekli Eleştiren Ebeveynin Sesi, Zamanla İç Sese Dönüşür
Bu yaşadıkları olumsuz duygular, çocukken boyun eğdikleri, onlara bakım vermenin yanında hükmeden bir figürün tavrıdır aslında. “İçimden bir ses hep beni engelliyor, yapamazsın diyor.” gibi ifadeler kullanabilirler. Geçmişte onlarda baskı kuran kişinin sesini içselleştirdiklerinin farkında olmadan… Harekete geçse bile yaptığından emin olamama hali sarar. “Ya hata yaparsam” kaygısı, “yaptığım iş beğenilmeyecek” kaygısı, “yeterince iyi değilim” kaygısı,…
Aslında o uslu çocuklara olan şudur: Çocukluk dönemlerinde özgürce merak edip, bol bol soru sorup, oyun oynayıp, deneyip, hata yapıp, yeniden deneyip,… hayatı öğrenmeleri gerekirken engellenmişlerdir. Gelişimlerine, eğrisiyle doğrusuyla kendi sınırlarını görmelerine izin verilmemiştir. Onun yerine, onlar için önceden çizilen yolda yürümeleri sağlanmıştır. Fikirleri kabul görmemiş, artık paylaşmaktan vazgeçmişlerdir. Oyun oynamak isteyince reddedilmiş, artık evde oturmaya razı görünmüşlerdir. Onlardan yapması beklenenleri yaptığında beğenilmemiş, kabul görmek için hep daha iyisini yapmaya çalışmışlardır. Bunu o kadar çok yapmışlardır ki, artık alışkanlık haline gelmiş, kendilerinden vazgeçip, bu yeni giysiyi giymişlerdir. Onlar bile kendi huylarının böyle olduğunu düşünürler. Oysa her hataları, eksikleri eleştirildiği için artık hata yapmanın doğal olduğunu fark edemez olmuşlardır.

O yüzden her söylediğinize boyun eğen, kendini savunamayan, fikrini söyleyemeyen, ne istenirse onu yapan “uslu” denilen çocuklara dikkat edin. Bir çocuğun merak etmemesi mümkün değildir. Doğaları gereği hayatı merak ederek, deneyerek, sorarak öğrenirler. Çocuklarınız böyle değillerse anne baba tutumunu değiştirmeli, kendini iyileştirmelidir.
İşe önce kendinizde olan, yukarıdakilere benzer duyguları fark ederek başlayın. Bunları dönüştürmek ve bugününüzü iyileştirmek mümkün. Bunun için destek de alabilirsiniz. Siz içinizdeki ağırlıkları bırakıp rahatladıkça hayata bakışınız da, anneliğiniz de, babalığınız da iyileşir. Unutmayın hiç birimiz geçmişin yüküyle ya da gelecekten kaygı duyarak yaşayalım diye bu dünyada değiliz. Hepimizin ayrı ayrı muhteşem yaşam amaçlarımız var. Biz bunun için buradayız. Şimdi bunu fark etme zamanı.
Not: Yukarıdaki örnekler olasılıklardır. Durumlar ve etkileri kişiye özeldir ve bu çerçevede değerlendirilmelidir. Bu yazı bir farkındalık oluşturmak için yazılmıştır. Yazılanlar genellenemez.
Sevgilerimle,
Ayşegül Karahan Ertuğrul
Ebeveyn Danışmanı, Thetahealer®
www.aysegulkarahan.com

İnatlaşan Çocuğa Nasıl Davranılır?


İnatlaşan Çocuğa Nasıl Davranılır?


Yirmili aylardan başlayarak bir süre hayatınızda yer alabilecek çocuklardaki inat davranışına haydi yakından bakalım. İkinci yıla doğru dil gelişimi ilerledi ve yürümeyle beraber çocuğunuz artık daha özgür hareket ediyor. Şimdi hayatında daha çok söz sahibi olma ve kendi yapabildiklerini görme zamanı. :) Bu dönemde “Hayır, ben yapacağım.”lar başlıyor.
Gelişimsel olarak bu davranışları görmek gayet doğal. Püf noktası şu ki, çocuğun gelişimi ne kadar bilinçli ve iyi desteklenirse inat davranışıyla da o kadar az karşılaşılır. Çocuğun gelişim çabası engellendiğinde ise bastırılmışlık ve kızgınlık gibi duyguları artar. Dolayısıyla inat, tutturma gibi davranışları da çoğalır.
Peki nasıl destekleyelim?
Örneğin bir şeyi kendi yapmak istediğinde “O sana ağır, dur, taşıyamazsın / yapamazsın” gibi sözlerle hemen elinden almaya çalışmayın. Siz de yanında olun ve müdahale etmeden çocuğunuzun o ana konsantre olmasını izleyin. “Harika, muhteşem, aferin,…” gibi sözler de dikkatini böler. Bir şey söylemeden sadece hazırda bekleyin o kadar. Konsantre olduğunda siz orada yokmuşsunuz gibi sessizleşin. Böylece enerjisini yapıcı kullanmanın huzurunu, dikkatini verip bir şey başarmanın iç motivasyonunu yaşar. Doyuma ulaşır.
Ebeveyn olarak çocuğunuzla ilişkinizin olumlu ve güvenli olmasını sağlayın. İhtiyaç duyduğunda size ulaşabiliyor mu, sizden istediği şefkati ve desteği alabiliyor mu, dikkat edin.
Bunlar sağlandıktan sonra iki yaş civarındaki miniğiniz bir gün bambaşka davranmaya başladıysa:
“Mandalina istiyorum.” veriyorsunuz.
“Ben elma istiyordum.” Elma veriyorsunuz,
“Hayır ben mandalina istiyorum!” ….   Bir şekilde çözdünüz, bu kez:
“Kabuklarını sen soy!”, soydunuz,
“Hayır ben soyacaktım!” vb. çeşitli versiyonları. Buraya kadar makul olan istekleri yapabilirsiniz. Bu noktadan sonra
“Soymayacaktın kabuklarını” diye ağlamaya başlayabilir örneğin. Ya da
“Ben kabuklu istiyordum, kabuklarını geri tak!”
Çözümsüz bir noktaya gidiyorsa, sakin, sevecen, kabul eden bir tonda:
“Yemek istersen bunları yiyebilirsin. Ağlamak istersen ağlayabilirsin de. (Bu sözü sadece ağlıyorsa söyleyin. Ağlamıyorsa söyleyip aklına getirmeyin). Ben o arada bir kahve içeceğim./ Kitap okuyacağım./ Mutfakta yemek yapacağım…. Ağlaman bitince gelebilirsin.” deyin.
Konuşmanızda yükses ses, bağırma, suçlama, hakaret olmasın. Olumlu, kabul eden, sevecen tonda olmalı.
Bu şekilde sakin, sevecen ve kararlı davranırsanız bir süre ağlar, sonra yanınıza gelir sokulur yine. Yanınıza gelince göz hizasına eğilin, gözlerine bakın, sevgiyle sarılın. Size bir şey söylüyor mu, yoksa sadece sarılmak mı istiyor, sessizce biraz gözlemleyin. Ondan aldığınız işaretlere göre yeni bir şey sunabilirsiniz. “Beraber boyama yapalım mı?” gibi.
Mandalina konusuna (ilk inatlaşılan konu neyse o) geri dönmeyin. “Gördün mü ağlamak bi işe yaramadı! Ağlama! Böyle yaparsan kucağıma almam!” gibi tehditvari, cezalandırıcı sözler söylemeyin. Unutmayın bu davranışlar idare edilişine göre artar, devam eder, ya da kısa zamanda biter.
İşte çözüldü. :)
Bu süreçte ebeveynin sakinliği ve kararlılığı, çocuğun ise kendini güvende hissetmesi çok önemli. Ruhsal ihtiyaçları doyurulmamış, gelişimi iyi desteklenmemiş, engellenmiş bir çocuk bunların gerginliğini elbet davranışlarına yansıtır.
Çocukla sağlıklı bir iletişim için gerekenler:
-Sakin, hoşgörülü, bilinçli bir yetişkin. Hemen sinirlenip bağırmamak, ne yapacağını bilmek, karşımızdakinin bir “çocuk” olduğunu hep hatırlamak. Yani önce kendi iç huzurunuzu sağlamak, sonra da önceden bilgilenerek  çocuğunuzun gelişiminin farkında olmak sizi rahat ettirir.
-Keyifle gelişen bir çocuk. Çocuğun duygularının, gelişiminin bastırılmamış olması gerekir. Olumsuzluklar yaşanmış ve zamanında çözülmemişse bunlar da duygusal problemler olarak o ana yansır ve inat gibi davranışları arttırabilir. Bunun yanında uykusuzluk, aşırı yorgunluk gibi durumlar da ufak gerginliklere neden olabilir. Böyle durumları ayırt etmek önemli.
İnat davranışı iki yaş civarında bir güç gösterisi olarak çıkmışsa yukarıdaki gibi basitçe çözülebilir ve geçer. Fakat çocuğun o zamana kadarki olumsuz duygusal birikimlerinin ya da çevresiyle/ebeveyniyle geliştirdiği olumsuz iletişim şeklinin bir parçası haline gelmişse üzerinde çalışılmalı. Çünkü burada başka etkiler var. Sorunun kaynağı bulunup durum çözüldüğünde yine keyifli zamanlar geçirmeye devam edersiniz.
Sevgilerimle,
Ayşegül Karahan Ertuğrul

EV YAPIMI PİDE TARİFİ




PİDE📌

Malzemeler

❤1 su bardağı yoğurt
❤2 yumurta
❤1 çay bardağı zeytinyağı
❤2 tatlı kaşığı tuz
❤3/4 su bardağı su veya süt(bir su bardağından bir parmak eksik)
❤1 yemek kaşığı sirke
❤1 paket kabartma tozu
❤5-6 su bardağı un

Yapılışı👇

Su veya süt, zeytinyağı, yoğurt, yumurta ve tuzu yoğurma kabına alalım. kabartma tozunuda koyup sirkeyi onun üstüne dökün kabartma tozu köpürsün. Unu yavaş yavaş ilave ederek yumuşak ele yapışmayan bir hamur elde edin. Hamurun üstünü nemli bir bezle örtüp 20dk dinlendirin. 20 beze alıp pide şeklinde uzun açıp iç koyun ve kenarlarını içe doğru kapatın. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin 180 derece fırında kızarana kadar pişirin. Pişen pidelere fırçayla tereyağı sürüp servis edin.
Afiyet olsun❤❤❤

tarif @mutfak_a_s_k a aittir

İKİ RENKLİ KURABİYE




İKİ RENKLİ KURABİYE 

250 GR TEREYAĞ VEYA MARGARİN ODA SICAKLIĞINDA 
YARIM ÇAY BARDAĞI SIVI YAĞ
2 ÇAY BARDAĞI PUDRA ŞEKERİ
2 YUMURTA
1 PAKET KABARTMA TOZU
1 TATLI KAŞIĞI LIMON SUYU 
2,5 YEMEK KAŞIĞI KAKAO 
4,5 SU BARDAĞI UN (KULAK MEMESİ KIVAMINDA BİR HAMUR OLMALI)

HAZİRLANİSİ 

ÖNCE YAĞLAR,KABARTMA TOZU,LIMON SUYU YUMURTALAR VE PUDRA ŞEKERİNİ KARIŞTIRIYORUZ.
SONRA UNU BU KARIŞIMA AZAR AZAR EKLEYEREK HAMURU YOĞURUYORUZ TAM KIVAMI BAĞLAMADAN HAMURU İKİYE BÖLÜP YARISINA KAKAO KOYUP TEKRAR YOGURUN DIGER HAMURUDA AZAR AZAR UN EKLEYEREK AYNI YUMUSAKLIKTA IKI HAMUR ELDE EDIN.
HAMURUN 15 DAKİKA DİNLENDİRİP. SADE HAMURU MERDANEYLE AÇIN DİĞER HAMURU DA AÇIP ÜST ÜSTE KOYUN VE SIKI RULO YAPIN VE İPLE KESİN. DAHA DUZGUN OLUYOR VEYA BIÇAKLA 
YAĞLI KAĞIT SERDİĞİMİZ TEPSİ ÜZERİNE DİZİYORUZ.
DİĞER ŞEKİL İÇİNDE AYNI İŞLEMİ YAPIYORUZ TEK FARK KAKAOLU HAMURU RULO YAPIP ,SADE İLE TEKRAR RULO YAPIP ,KESİYORUZ .
ÖNCEDEN ISITTIĞIMIZ 180 C LİK FIRINDA 15 -20 DAKİKA PİŞİRİYORUZ.

tarif @suheyla_mutfakta ya aittir

COCO STAR PASTA (KOKO STAR PASTA)





KEK KISMI İÇİN 

🍫4 yumurta 
🍫1 su bardağı şeker
 🍫200 gr bitter
 🍫100 gr margarin 
🍫yarım su bardağı un
 🍫3 tepeleme yemek kaşığı kakao 
🍫 1 paket vanilya
 🍫1 çimdik tuz


✌️✌️✌ ️COCO KISMI İÇİN
 🍫2 paket krem şanti 🍫 
1 su bardağı süt 
🍫1 su bardağı Hindistan cevizi


✌️✌️✌️ GANAJ İÇİN
🍫yarım paket krema
🍫100 gr bitter 

✌️✌️✌️YAPIMI:

 çikolata ve margarini benmari usulü eritip ılımaya bırakalım 💪başka bir kapta yumurta ve şekeri iyice çırpalım💪 ılımış Çikolatalı margarini ekleyip çırpmaya devam edelim💪geri kalan kuru malzemeleri ekleyip dostuyla ile hafifçe karıştıralım 💪 kelepçeli kalıbın altına Yağlı kağıt serip karışımı içine boşaltalım💪 170 derecede pişirelim ama çok pişmesin ortası hafif Islak Kalsın 💪

pişen browni'yi Alıp iyice soğutalım 💪 süt ile krem şantiyi yapıp içine Hindistan cevizini ekleyelim💪 kalıptan çıkarmadan soğuyan browni'nin üstüne döküp buzdolabına kaldıralım💪 o Sırada kremalı kaynama noktasına gelene kadar ısıtıp Altını kapatalım💪 içine kırdığımız bitterler'i atıp karıştırarak eritelim 💪 soğuyup kıvam aldığında kalıbın en üstüne ganajımızı dökelim💪
 3 4 saat buzdolabında bekleyip servis yapabiliriz 💪💪💪 dilimlerken bıçağı sıcak suya tutup kurulayıp kesince net ve temiz dilimler elde edebilirsiniz 😁